Spam klasörüne düşmemek için en en öncelikli olarak spam gönderim yapmamak gerekiyor. Satın alınmış eposta listelerine gönderim yapmak demek spam demektir. Size, sizden pazarlama amaçlı e-posta almayı onayladığını belirten beyanname vermeyen hesaplara gönderim yapmak spamdir. Bu sebeple her zaman belirttiğimiz gibi altını tekrar çizmekte fayda var, e-posta pazarlama kendi kitlenizle bağınızı kuvvetlendirmek içindir, yeni insanlara ulaşmak için değil.
Henüz INBOX'ı denemediniz mi? Hemen ücretsiz başlayın
Sadece bunu söylemek bile aslında gelen çoğu soruya bir cevap ancak tabii ki bundan fazlası da var. E-postalarınızın gelen kutusuna düşüp düşmemesi tamamen e-posta itibarına bağlıdır. Yani, çok iyi hazırlanmış bir e-bülten ve kampanya bile e-posta itibarının düşüklüğü nedeniyle başarısız olabilir. Bunu, bankacılık sistemine benzetirsek, e-posta itibarını da kredi notu olarak kabul edebiliriz. Eğer güzel bir notunuz varsa, IP adresiniz, internet servis sağlayıcısının beyaz listesine eklenecektir. Bu da gelen kutusuna düşmenizi sağlar. Gönderimlere ilk başladığınızda itibarınız henüz oluşmamaış olduğu için spam’e düşmeniz normaldir. Ancak doğru stratejilerle, bizim videolar ve podcastlerimizde paylaştığımız bilgiler doğrultusunda kampanyalar hazırladığınız taktirde itibarınız hızla yükselir ve gelen kutusuna girmeye başlarsınız. Bunu yeni bir yere taşınmak gibi düşünün. Kimse sizi tanımıyor ve siz de güvenilir ve tutarlı bir imaj oluşturmak için çabaladığınızda insanlardaki itibarınız da zamanla artmıyor mu?
İtibarı oluşturan unsurlara gelirsek... Yani, spam filtrelerine takılıp takılmayacağınızı belirleyen unsurlara. E-postanızın bu filtreler gözünde kimlik avı amaçlı görünmesi, profesyonel olmayan bir dil kullanmanız, örneğin "Hemen şimdi alın, size özel kampanyayı kaçırmayın!" gibi clickbait başlıklar, ya da gönderdiğiniz içeriğin zararlı ya da tehdit unsuru olarak algılanması itibarınızı düşürür. Bunların yanı sıra bounce rate, şikayet oranları, listenizde olabilecek spam tuzakları da artışlarıyla birlikte itibarınızı düşüren etmenlerdir. Açılma/tıklanma oranının ise yüksek olması itibarınızı artırır.
Bütün bu itibarı, dolayısıyla da iletilme oranını etkileyen unsurları doğru şekilde yönetmek tamamen sizin elinizdedir. İzinli pazarlamanın önemine her fırsatta dikkat çekmemizin sebebi de bu. Sizden kendi rızalarıyla e-posta almak için abonelik oluşturmuş kulanıcıların ilgileri yüksek olacağı için e-postalarınızı okuma ve içindeki eyleme çağrı düğmesiyle websitenizi ziyaret etme ve orada vakit geçirme ihtimalleri daha yüksektir. Üstelik bu kullanıcıların sizi spam olarak şikayet etmeleri de pek söz konusu olmaz. Ki, izinli pazarlama sırasında listeniz temiz olacağı için spam tuzaklarına da yakalanmazsınız. Kısaca özetleyecek olursak kendi kitlesini tanıyan bir şirket olarak, alıcılarınızın nelerle ilgilendiğini belirleyin ve bir kampanya oluştururken siz kendiniz açıp okumayacağınız epostaları alıcılarınıza göndermeyin. 😊