Hepimizin bildiği gibi içerik çağında yaşıyoruz, hiç olmadığı kadar içerik tüketiyor ve paylaşıyoruz. Üstelik karşımıza farklı formlarda gelebiliyor: yazılı, görsel ya da işitsel… Tam da bu yüzden içeriği üretirken de yayarken de dikkat etmemiz gereken noktalar var. İçerik üretimi, üstüne uzunca konuşabileceğimiz tamamen ayrı bir konu iken benim bahsetmek istediğimse, onu yayma yöntemlerinden biri olan e-bültenler.
Henüz INBOX’ı denemediniz mi? Hemen ücretsiz başlayın
E-posta pazarlama, dünya çapında her gün gönderilen 246.5 milyar e-posta ve bunların da 117. 7 milyarını tüketici e-postalarının oluşturmasıyla, dijital pazarlama dünyasındaki yerini koruyor. Bu sayılar önemli. Çünkü aslında bize, abonelerimizin yalnız bizden e-posta almadıklarını hatırlatıyor. Bu yüzden onların ilgilerini yüksek tutmak için özgün, inovatif e-bültenler üretmeli ve tekrara düşmekten kaçınmalıyız. Bunlardan bahsetmişken, dilerseniz şimdi e-bülten tasarımını oluşturan iki unsura geçelim.
- İçerik
İyi görünen bir e-bülten tasarımına ne kadar kaynak ayırırsanız ayırın, günün sonunda asıl işi içerik yapacaktır. İçeriğinizin farklı amaçları olabilir: bilgilendirmek, yardımcı olmak, rehberlik etmek ya da eğlendirmek gibi. Ve bu da hem hitap ettiğiniz kitleye ve bulunduğunuz sektöre, hem de birazdan daha fazla inceleyeceğimiz iletişim stilinize göre değişir. Ancak ne olursa olsun, içeriğiniz sıkıcı veya sıradan olmamalıdır. İçerikten bahsederken atlamamamız gereken bir diğer şeyse, görsellik kullanımıdır. “Bir resim bir milyon kelimeye bedeldir.” sözünü duymuşsunuzdur. Bunu biraz daha genişletelim ve bütün görsel içerikleri de içine katalım.
Görsel içerik türleri resim, illüstrasyon veya infografik gibi statik grafik ögelerle başladı ve bunlar da e-bültenlerinizde kullanmak için harikadır! Ancak hareketli grafik ve videoların gücünü de reddedemeyiz. Bu noktada bu görsel ögeleri e-bültenimizde kullanırken dikkat edeceğimiz bazı şeyler var. Çok fazla görsel kullanımı sayfanın geç yüklenmesi, dolayısıyla da kullanıcının sıkılması anlamına gelirken, videolarsa e-posta hizmet sağlayıcılarının altyapı eksiklikleri sebebiyle hiç görütülenmeyebilir bile. Bu yüzden e-bültenlerimizde bunlara yer verirken basit teknik kuralları izlemeyi ihmal etmemeliyiz. Öte yandan GIFlerse kullanması tamamen güvenli, eğlenceli ve kullanıcının ilgisini çekmede de oldukça başarılı ögelerdir.
2. Stil
E-bülteninizin stiline gelirsek, kullanılan renk paleti ve kurumsal kimliğinizin yansımaları büyük önem taşır. Bültende logonuzun bulunması veya belli başlı yazı tiplerini kullanmanız gibi… Ancak yine de dikkat edeceğimiz şey şey şudur: özel yazı tipleri, e-posta hizmet sağlayıcıları tarafından desteklenmez. Bu yüzden onları görsellerinizde kullanmayı ve bülteninizin yazı kısımlarında genel marka kimliği ile ters düşmeyecek daha jenerik bi yazı tipi seçmeyi ihmal etmeyin.
Çok iyi bildiğiniz gibi marka kimliğiniz markanızın mesajını iletmek için vardır. Bunu yapmanın bir yolu görsel kimlik tasarımıysa, bir diğeri de yazılarınızda kullanacağınız dilin tasarımıdır. E-bültenlerinizde kullanacağınız dil, mesajınızı iletmede ve güvenilir ve istikrarlı bir iletişim kurmanızda önemli rol oynar.
Konuştuklarımızı kısaca toparlayacak olursak içerik kraldır ve ona layıkıyla davranırsınız sizi de kral yapabilir. Size sunduğu sadık müşteri portföyü, gönüllü marka elçileri gibi fırsatlara, e-posta pazarlamayı etkili şekilde kullanarak ve hem güzel hem de değer sağlayan e-bültenler hazırlayarak ulaşabilirsiniz.
